Akciğer Kanseri: Sinsi İlerliyor, Ama Önlemek Elimizde!
Akciğer kanseri, dünyada ve Türkiye’de en sık görülen ve en fazla ölüme neden olan kanser türlerinden biri olmaya devam ediyor. Ancak erken tanı olanaklarının artması ve modern tedavi yaklaşımlarındaki gelişmeler, hastalıkla mücadelede umut verici bir tablo ortaya koyuyor.

Türk Kanser Derneği, Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında yaptığı açıklamada, toplumun erken tanı ve korunma yöntemleri konusunda bilinçlenmesinin hayati önem taşıdığına dikkat çekti.
Türk Kanser Derneği Sağlık Direktörü Ezgi Polat, akciğer kanserinin genellikle geç belirti veren, bu nedenle “sinsi” ilerleyen bir hastalık olduğunu belirterek, en önemli risk faktörünün sigara olduğunun altını çizdi. Polat, “Sigaradan uzak durmak hastalığın gelişme riskini ciddi oranda azaltırken, düzenli taramalarla erken evrede tanı konulması tedavi başarısını büyük ölçüde artırmaktadır. Bu hastalıkla mücadelede her bireyin bilinçli adımlar atması kritik önem taşır.” dedi.
Risk Grupları ve İstatistikler
Akciğer kanserinde en önemli risk faktörü sigara olmakla birlikte, pasif içicilik, asbest ve radon gazına maruz kalma, hava kirliliği, genetik yatkınlık ve ileri yaş da riski artıran unsurlar arasında yer alıyor.
Türkiye’de her yıl yaklaşık 27 bin kişi akciğer kanseri tanısı alırken, bu vakaların yaklaşık 23 bini erkek, 4 bini kadın hastalardan oluşuyor. Dünya genelinde ise 2022 yılı verilerine göre 2,48 milyon yeni vaka ve 1,81 milyon ölüm kaydedildi.
Belirtiler ve Erken Tanı
Geçmeyen öksürük, nefes darlığı, göğüs ağrısı, balgamda kan, açıklanamayan kilo kaybı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü ve halsizlik, hastalığın en yaygın uyarıcı belirtileri arasında bulunuyor. Polat, bu şikayetlerin görülmesi durumunda vakit kaybetmeden uzman hekime başvurulması gerektiğini vurguladı.
Tedavide Güncel Yaklaşımlar
Günümüzde akciğer kanseri tedavisinde yalnızca cerrahi ve kemoterapi değil, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler de başarıyla uygulanıyor. Yapılan araştırmalar, ileri evre akciğer kanserinde “hedefe yönelik tedavi + radyoterapi” kombinasyonlarının yaşam süresini anlamlı ölçüde uzattığını gösteriyor.
Polat, “Artık akciğer kanserine yakalanmak iyileşmemek anlamına gelmiyor. Dünya standartlarında uygulanan tedavi yöntemleri, ülkemizde de etkin şekilde kullanılmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Farkındalık Çağrısı
Akciğer kanserinin yalnızca sigara içenleri değil, çevresel ve genetik faktörlere maruz kalan bireyleri de etkilediğini belirten Polat, “Erken tanı, düzenli tarama ve sigarayı bırakma oranlarındaki küçük bir artış bile binlerce hayatın kurtulmasını sağlar.” dedi.
Son olarak, Polat toplumun farkındalık düzeyini artırmaya yönelik mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Unutmayalım; sağlıkla aldığımız her nefesin değeri, onu kaybetmeden önce anlaşılmalıdır.”
Bu habere henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!