Malatyalı Kore gazisi, komutanlarının iyiliğini ve katıldığı konseri unutamıyor
MALATYA (AA) - YETER ERDİNE - Malatya'da yaşayan 96 yaşındaki Kore gazisi Cumali Küçükaslan, Kore Savaşı'nda görev yaptığı komutanlarının iyiliğini ve katıldığı konseri unutamıyor.
AA'nın, Güney Kore'ye destek için 17 Eylül 1950'de Türkiye'den ilk tugayın yola çıkmasının 74. yılı kapsamında hazırladığı haber dosyasının 20'nci bölümünde, Malatyalı gazi Cumali Küçükaslan'ın anılarına yer verildi.
Konya'da topçu er olarak görev yapan ve kurayla Kore'ye gidecekler arasında yer alan Cumali Küçükaslan, İzmir'den gemiyle gittiği Kore'de Türkiye'yi temsil etmenin gururunu yaşıyor.
5 çocuğu, 4 torunu bulunan Küçükaslan, AA muhabirine, Malatya'nın Battalgazi ilçesinde dünyaya geldiğini, Konya'da müstakil topçu taburunda askerliğini yaptığını anlattı.
Topçu alayının Güney Kore'ye gitmek üzere Seferihisar'da eğitime çağrıldığını ve kendi birliklerinden de 5 asker istendiğini dile getiren Küçükaslan, 15 kişi içerisinden kurayla kendisine görev çıktığını söyledi.
İki aylık eğitimin ardından İzmir'den gemiyle hareket ettiklerini ve yolculuğun uzun sürdüğünü belirten Küçükaslan, "Sabah kalktık, Mısır'dayız. Gece tekrar yola çıktık. Gündüz gece gittik. Kızıldeniz'e düştük. Aden şehrine uğradık. Orada gemi su aldı. Hindistan'ın bir limanına vardık, bir gece de orada kaldık. Ertesi günü gemi hareket etti. Nihayet vardık. Limanda trene bindirdiler bizi, gittik. Ciplerle cepheye gittik. 3 ay sonra bizi yer değiştirdiler. 2-3 mevzi değiştirdik." dedi.
Gemide ayakkabısının yırtıldığını gören yüzbaşının değiştirmesini söylediğini anlatan Küçükaslan, "Değiştirmek için gittiğimde astsubay üstçavuş, 'Evinde olsa çıkarır mısın?' dedi. Geri döndüm. Üç gün sonra yüzbaşı yeniden çağırdı, gittim, ayakkabılarımı gördü. Neden değiştirmediğimi sordu. Söylemek durumunda kaldım. Yüzbaşı uyarınca değiştirdiler. Subaylar hepsi de iyiydi." diye konuştu.
- "Bizde bir zayiat olmadı, onlarda olduysa oldu"
Küçükaslan, şöyle devam etti:
"Yüzbaşı, 'Cumali, gözetlemeye gideceksiniz' dedi. Üç arkadaş yataklarımızı topladık, cepheye gözetleme yerine gittik. Kuzey Koreliler gece taarruz etti, 3,5 saat sürdü. Havaya aydınlatma mermisi attılar. Gökyüzü bütün yere düşene kadar yanıyor. 50 bin, 100 bin asker belli oluyor, yer belli oluyor. Saat 03.30'da geri kaçtılar. Bizde bir zayiat olmadı, onlarda olduysa oldu."
Amerikalılarla değiştirme günü olduğunu anlatan Küçükaslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O gece taarruz ettiler. Çarpışma 26 saat sürdü. Epey bir zayiat verdik. Emir subayının sesini duydum. 'Evladım gel buraya' dedi. Gittim. 'Buyurun yüzbaşım. dedim. 'Git, herkesi topla, gelin' dedi. Gittim, arkadaşları topladım gittik. Mermileri indirmişler, boşaltmışlar. 'Bunları dizeceksiniz' dediler. Sabaha kadar onları dizdik. Sonra bir çadıra gidip uyuduk. Uyandığımızda yeniden göreve gönderildik. Orada yağmur gibi üzerimize ateş açmaya başladılar. Sabahı sağ çıkardık. Ondan sonra orada 2-3 ay kaldık, sonra mütareke imzalandı."
Türk askerinin gücünün Kore Savaşı'nda görüldüğüne değinen Küçükaslan, "Türk askerinin etrafını çembere almışlardı. Cephede bizimkiler birinci devrede çemberi yırttı, çıktı. Albay, 'ya bitireceğiz ya biteceğiz' diye emir vermiş. Zayiat verilmiş, vermemek olmaz ama orada çemberi yırtıp çıkınca Türkiye bir büyük şeref, nam kazandı." ifadesini kullandı.
- "Gemilere bindik, başka bir iskeleye gittik"
Başçavuşun gelip ertesi gün Türkiye'ye gideceklerini söylediğini belirten Küçükaslan, şöyle konuştu:
"Yarın sabah gidiyoruz' dedi. Ben 'Japonya'ya gitmeden Türkiye'ye gitmem' dedim. 'Sabah gidiyoruz' dedi, kızdı, hırslandı, gitti. Bir baktım sesi geliyor. Gemilere bindik, başka bir iskeleye gittik. Ertesi gün öğle vakti Japonya'nın bir iskelesine yanaştık. Japonya'da bir hafta kaldık, ondan sonra Türkiye'ye döndük. Komutanlar beni seviyordu."
- Konseri unutamıyor
Kore'de yaşadığı konser deneyimini anlatan Küçükaslan, şunları kaydetti:
"Üsteğmen beni çok seviyordu. Konser vardı, bir akşam asker geldi. 'Yüzbaşı seni çağırıyor' dedi, gittim, selam verdim, 'Atla arabaya' dedi. 1-1,5 saat yol gittik ki ne gidelim, dünyanın askeri orada, yere sıralar koymuşlar. Oturduk, konser başladı. Bitene kadar bekledik, kendi de bizimle bekledi."