Değişen Yok, Mesele Çok!
Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili sayısını artırırken çok büyük avantajla girdiği Cumhurbaşkanlığı seçiminde beklenen bariz üstünlüğü sağlayamadı. Kendi içlerinde kazanan üç parti İYİ PARTİ, MHP, Yeniden Refah Partisi ve Türkiye İşçi Partisi ise ittifak ortakları olan AK Parti ve CHP'ye bariz katkılar sağlayamadı.
Bir önceki döneme göre Ak Parti ile birlikte oy kaybeden ikinci parti ise HDP'nin yeni oluşumu Yeşil Sol Parti oldu. Cumhurbaşkanlığı yarışı ise Sinan Oğan'ın yüzde 5 oy bandına çıkması ile ikinci tura kaldı. Türkiye genelinde sonuçlar herkes için hüsran olurken Malatya ve deprem bölgesi iktidara olan güvenini sürdürdü öyle ki Ak Parti'nin başka illerde yapılmayan davullu zurnalı eğlenceli kutlamaları deprem bölgesinde yapıldı. Bölge halkının geneli hayatından memnun olduğunu yaşadıkları felakette hiç bir mağduriyet yaşamadıklarını son söz olarak söylediler.
Cumhurbaşkanlığı yarışı devam ediyor ancak meclisde taşlar yerine oturdu. Bu sonuçlara göre muhalefet biraz daha güçlenirken, Ak Parti söz hakkının bir kısmını MHP'ye devretti bakalım bundan sonra Ak Parti ve MHP arasındaki kusursuz koordinasyon devam edecek mi? Zira Ak Parti, siyasal İslamcılığın ve bölgesel Kürt etnik siyasetinin en sert kanadı Hizbullah'ın siyaset mekanizması olan Hür Dava Partisi'ni meclise taşıdı ve burada fikri politikaları taban tabana zıt olan bu iki kurumun aynı konularda hem fikir olmasını beklemek fazlasıyla iyimserlik olacak.
Daha önceleri Ak Partili yöneticilerin her söylemini tavizsiz savunan MHP bu politikasına devam edecek mi onu zamanla göreceğiz. Seçimin bir diğer ilginç anektodu ise Ak Parti ve CHP'nin kendi listelerinden meclise taşıdığı partilerden neredeyse sıfır katkı almaları oldu. Her iki partide özellikle Cumhurbaşkanlığı yarışında büyük destek bekledikleri HüdaPar, Deva, Gelecek ve Saadet partilerinden umdukları faydayı alamadılar. Hatta mevcut seçmenlerini dahi kayıp ettiler. Bu ilginç taktikleri ise her iki partinin yöneticilerinin belli ki uzun yıllar tartışılmasına sebep olacak. Bu bağlamda özellikle iki isim çok dikkat çekti Millet İttifakında masanın bu kadar geniş tabanlı olmasına karşı çıkan Meral Akşener ve Cumhur İttifakında HüdaPar'ı içine sindiremeyen Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici olacak.
Açıkçası ben kendi payıma bu iki başkandan bu sonuçların değerlendirmesini merak ediyorum. Acaba her ikiside bakın bizi dinlemediniz kayıp ettiniz diyecek mi? Bakıp göreceğiz. Özellikle Meral Akşener'in kesin kazanacak aday ısrarı Türkiye'de seçmenleri Avrupa seçmenleri ile karıştıran etkiye tepki verecek sanan CHP bürokrasisi için bir ibret olacak mı? Seçim sürecinde yaptığı mitinglerde en fazla kalabalığı toplayan Ekrem İmamoğlu, Tayyip Erdoğan'ın bu kadar oy kayıp ettiği bir dönemde rakibi olsaydı sonuç ne olurdu? Ya da Mansur Yavaş bunlar çok konuşulacak ama tabii ki sonuçlara hiç bir faydası olmayacak.
Seçim sürecinde aylık veriler paylaşarak bambaşka beklentilere sebep olana anket firmalarının da neredeyse tamamının her iki seçim grubunda çuvallamış olmasıda sanırım bu sektöre güven kayıp ettirecek ve yerel seçimlerde partilerle adayların daha farklı yöntemleri tercih etmelerine sebep olacaktır. Tabi geçmiş seçimlerden bir ders almayan genel merkezlerin bu seçim sonuçlarını önüne alıp anketçikten tamamen vaz geçmelerini de beklemiyorum. Bellii ki anketçilik siyaset şekillendiriciler için büyük bir rahatlık sunuyor ve bu tembellikten kolay kolay vazgeçmeyecekler ama aklı başında siyaset yapacaklar için ders olur belki. Evet seçimler ülke genelinde böylesi farklı hesaplara sebep olurken Malatya özelinde değişen birşey olmadı. 2002 erken seçimlerinden bu yana ceket kazanmaya devam etti. Ne Ak Parti seçmeni ne de CHP seçmeni farklı bir tavır sergilemedi.
Genel merkezlerin tutumlarının Malatya için bir anlam taşımadığını bir defa daha gördük. Özellikle 2018 ve 2019 seçimlerinden sonra kendi içinde fırtınalar yaşayan Ak Parti Malatya teşkilatının sanılanın aksine hiç güç kayıp etmemesi dikkatlerden kaçmadı. Belli ki Malatya halkı parti içi koltuk kavgalarını, Yeni Malatyaspor'un neredeyse iflas ederek küme düşmesini, gri pasaport skandalını, deprem felaketini ve sonrasında yaşanılan mağduriyetleri hiçde umursamamış üzerine asılan cekete güvenmeye devam ediyor. Seçim öncesi süreçte 3 vekil çıkarması zor görünen Ak Parti 4 vekil çıkardı muhalif seçmen sayısı arttı Kılıçdaroğlu, CHP ve İYİ Parti Malatyadan eskiye oranla daha fazla oy alacak sanılırken büyük hüsran yaşadılar. Muhalif seçmen sayısı hiç artmamış aksine düşüş var. Malatyada Ak Partiye tek tepki MHP ve ülkücülerden gelmiş olacak ki MHP Malatya için hiç birşey yapmadan seçim kampanyası dahi yapmadan hatta bir önceki dönem iktidar ortağı olmasına rağmen fiili olarak herhangi bir çalışması olmamasına rağmen bir vekiline devam etti.
Çok tuhaf bir seçim süreci yaşadık burada yazdığım analizlerin çok daha fazlasına şahit olduk. Daha önce ki seçim sonuçlarını analiz ettiğimizde en çok korktuğumuz durum Malatya için yaşandı. Maalesef belli ki artık bu değişmez bir hal almış. Korkumuz Ak Parti değil. Malatya halkı diye bir kavramın olmayışı yada yok olmuş olması. Bu çok korkunç bir durum. Mikro milletyeçi yapılaşmalar şehir kültürünün yaşatılması geliştirilmesi açısından son derece değerli oluşumlardır. Mikro milliyetçi örgütlenmede hem yerelde hemde genelde güçlü ve kararlı olan şehirler hızlı gelişirken bu konuda zayıf kalan şehirler daha yavaş gelişirler.
Merkezi idareden pay kapmakta zorlanırlar. Malatya kendi içinde yaşadığı onlarca felakete rağmen halen bir değişim ihtiyacı görmüyorsa burada kalkınma ve gelişme olmayacaktır. Kendi kaderi ne ise onu yaşayacaktır. Malatya içinse bu korkunç bir hal almaya başladı artık kaderimiz ile baş başayız. Bunun iki nedeni var birincisi adaya, vaade, plana, programa değilde ceketine güvenen iktidarın rahatlamasına bununla birlikte duyarsızlaşmasına sebep olur. İkinci büyük tehlike ise muhalefet tabanında çözülemeler başlar. Nede olsa kazanacaklar diye muhalefet kendi içinde bir konfor alanına çekilerek şehrin sorunlarını beklentilerini gündeme taşımaz iktidarı bu konularda zorlayamaz. Ne yazık ki Malatya artık böyle bir şehir olacak. Halk kendi eli ile kendi sorunlarının tüm çözümlerini Ankaraya devretti.
Artık oradan ne gelirse bu şehir onunla idare edecek. Bakalım Ankara bu felaketin yaralarını Malatya seçmeninin beklediği hızla çözecek mi? Bunun için bekleyelimde görelim demeyeceğim zira ağır hasarlı yapıları hafif hasarlıya çeviren, dask ödemelerinde vatandaşları mağdur eden, seçim sürecinde bile vatandaşa yeniden yapılanma konusunda herhangi bir plan sunmayan aklın bundan sonra sunmasını beklemek saflık olurdu. Çünkü ceket kimseye bir şey vaat etmedi ve her iki tarafta da kazandı. Halkında bir beklentisi olmadığı herşeyden mutlu olduğu da netleşti. Evet Malatya herşeyden çok memnun öyle ki bunu o meşhur Malatya halayı ile devam ettirdi. Davullu zurnalı kutlandı.
Mesele aslında iktidar yanlılarının bu pervasızlığı değil asıl mesele seçmeni bu halde bile anlayamayan muhalefet. Muhalefet partilerinin yerel teşkilatları kendi seçmenine kör, sağır ve dilsiz kalmış olmasıdır. Kendi ceketlerini asmaya kalkmalarıdır. Hem CHP hem de İyi Parti teşkilatları tabiri caiz ise resmen çuvalladı. Kendini Kemal Kılıçdaroğlu'na adayan CHP Malatya İl Başkanı Barış Yıldız ve kendi partisinin gerçeklerinden kopmuş bir halde yol almaya çalışan İYİ Parti Malatya İl Başkanı Hakan Yılmaz artık şapkayı önlerine alıp Malatya ile inatlaşılamayacağını Malatyaya dayatma yapılamayacağını görmeleri gerekiyor. Belkide istifa seçeneklerinide düşünmeleri gerekir. Zira her iki başkanda şehir gerçeklerinden kopuk, vatandaştan uzak durumdan menfaat uman politikalarla seçim sürecini yönettiler ve beklentilerin çok çok altında kalarak kayıp ettiler.
Gerek genel merkezlerine nüfus edememeleri, doğru adayların belirlenmesinde yeteriz kalmaları, belirlenen adaylarla uyumlu çalışamamaları, doğru seçim politikaları yerine kurumsallıktan uzak amatör davranmaları, deprem gerçeklerini yeteri kadar dillendirememeleri, adaylarını doğru yönlendirememeleri, adaylar ile koordinasyon sağlayamamaları, kitlesel iletişim araçları yerine daha amatör ve ucuz yetersiz seçeneklerde ısrar etmeleri Malatya için çok büyük bir kayıp oldu. Deprem yaralarının sarılmasında muhalefet etkisine en çok ihtiyaç duyulacak bir zamanda neredeyse sıfır çekmiş olmak genel merkezler bazında da çok konuşulacaktır. Çok büyük öfkelerin dile geldiği bir bölgede seçimde fiyasko affedilmeyecektir. Bizlerde muhalefetin bu kaybını sebeplerini çokca konuşacağız çünkü önümüzde boş vaktimiz bol olacak.
Muhalefetin bir diğer kayıp edeni ise Veli Ağbaba oldu. Malatya alevi kültürünün çok yoğun olduğu bir bölgedir. Kadim alevi kültürlerine tarih boyunca ev sahipliği yaptığı gibi günümüzde de bu yapısını çok ciddi korumaktadır. Alevi nüfusun güçlü olmasına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve CHP'nin beklentin altında kalması Kemal Kılıçdaroğlu ve kurmaylarınca ayrıca değerlendirilecektir.
CHP liderinin büyük umutlar beklediği Malatya da Veli Ağbaba'nın performansı yeni dönemde genel başkan yardımcılığı için mutlaka gözden geçirilecektir. Malatya'nın üst düzey yetkili tek vekili de görevinde olacak mı? Merakla beklenenlerden biride bu olacaktır. Sözün özü Malatya değişmedi bildiğimiz gibi felaketler yaşamamış, yıkılmamış dim dik ayakta. İktidar için diyecek bir söz yok oturdukları yerden kazanmaya devam ediyorlarken muhalefetin ise ayağa kalkmaya niyetli olmadığını da görmüş olduk.